Kış aylarının gelmesiyle birlikte grip vakaları artışa geçti. Yeni araştırmalar, bu hastalığın sadece soğuk havayla değil, kan grubuyla da yakından ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.

A ve AB Grubu Daha Hassas
Bilimsel çalışmalar, A ve AB kan grubuna sahip kişilerin grip virüsüne karşı daha duyarlı olduğunu gösteriyor. Bu gruptaki bireylerde hastalık daha kolay bulaşıyor ve semptomlar daha ağır seyredebiliyor. Buna karşın 0 kan grubuna sahip kişiler, bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olması nedeniyle gribe karşı daha dirençli olabiliyor.

Araştırmacılar, bu farkın kan hücrelerinin yüzeyindeki antijen yapılarına bağlı olduğunu belirtiyor. A ve AB grubundaki antijenler, bazı grip virüslerinin bu hücrelere tutunmasını kolaylaştırıyor.

Grip İstatistikleri Kan Grubunu Destekliyor
Son grip verileri de bu bulguları doğruluyor:

• A ve AB kan grupları, gripten en çok etkilenenler arasında.

• B kan grubu, orta seviyede risk taşıyor.

• 0 kan grubu, grip vakalarının en az görüldüğü grup olarak öne çıkıyor.

Yaşam Tarzı Faktörleri de Önemli
Uzmanlar, kan grubunun grip riskinde önemli bir rol oynadığını ancak tek başına belirleyici olmadığını vurguluyor. Beslenme düzensizlikleri, uykusuzluk, hijyen eksikliği ve uzun süre kapalı ortamlarda kalmak da hastalığa yakalanma ihtimalini artırıyor.

Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar yüksek risk altında. C vitamini, çinko ve antioksidan açısından zengin beslenme, düzenli uyku ve gerekli durumlarda grip aşısı, koruyucu önlemler arasında yer alıyor.

Özel Önlemler Öneriliyor
Doktorlar, A ve AB kan grubuna sahip kişilerin kış aylarında daha dikkatli olmalarını öneriyor:

• Kalabalık ve kapalı alanlardan mümkün olduğunca uzak durmak,

• Bağışıklığı destekleyici besinleri tüketmek,

• Düzenli uyumak ve

• Gerekli durumlarda grip aşısı yaptırmak.

Grip Daha Şiddetli Seyrediyor
Son yıllarda grip, hem sayıca hem de şiddet açısından daha güçlü görülüyor. Uzun süren öksürük, yüksek ateş ve halsizlik gibi belirtiler daha yaygın hale geldi. Uzmanlar, grip sezonunun giderek erken başladığını ve daha uzun sürdüğünü belirterek, kişisel risk faktörlerini bilmenin ve önlem almanın önemine dikkat çekiyor.